BİR HİLÂL UĞRUNA…

BİR HİLÂL UĞRUNA…

ABONE OL
17 Mart 2024 12:56
BİR HİLÂL UĞRUNA…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlâhî buyruk çerçevesinde “Gizli Bir Hazinenin Bilinmekliğini İstemesi” ve insanı yaratmasıyla birlikte, yaşadığımız ve yaşayacağımız bütün problemlerin çözümü için gönderilen ve kâinatın efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.) ile tamamlanan reçete ve yol haritası yüce Hitap ve Kitap’ın özü; “Güzel Ahlak”tır.

Kısaca EDEB terimiyle edebiyat olarak ilim dalı haline getirilmiş, içi doldurulduğunda, muhteşem bir medeniyetin ihtişamıyla yüzyıllarca insanlığı kavrayan, dünyadaki bütün sistemlerin, bilimin, fiziğin, felsefenin ve her düşüncenin, egoizmden, bencillikten sıyrıldığında varacağı en güzel ve son nokta; yine “Güzel Ahlak”tır.

Evrendeki bütün güzelliklerin – sevgi, saygı, dostluk, yardımlaşma, başkalarının iyiliğini isteme, diğergamlık, adalet gibi -sayılamayacak kadar çok- erdemlerin odağı, ana merkezidir “Güzel Ahlak”.

Sahip olduğumuz ve yaşadığımız oranda zirvelere tırmandığımız, kaybettiğimizde dibe çakıldığımız kavram…

Ve bu muhteşem kavramın, adeta mahşer günü misalince anlatılmaz bir vahşet zemininde, bir insanın karşılaşabileceği en olumsuz şartlarda yaşandığı ve en muhteşem şekilde yaşatıldığı yer; Çanakkale…

Conkbayırı’nda Mustafa Kemallerin, Ertuğrul koyunda Yahya Çavuşların, Gelibolu yarımadasında o kınalı kuzuların, canına kasteden Anzak yaralısını sırtında taşıyan, düşmanına bile yardım elini uzatan Mehmetçiklerin -belki dünya üzerinde yazılabilecek- en muhteşem destanı yaşayarak yazdığı ve taşıdığı ruh…

Fikrimizin süt annelerinden rahmetli Bahaettin Özkişi, Köse Kadı romanında şu muhteşem ifadesiyle, o ölümsüz “ruh”u ne de güzel anlatır;

“Kan ancak inançla devrederse, iklimini bulur. Yoksa toprağın ta derinliklerindeki gizli madenler gibi faydasızdır. Kan, kılıcın yapıldığı maden ise iman, onu çeliğe dönüştüren su ve onu faydalı kılan bilenmedir.

Su verilmemiş ve bilenmemiş bir kılıcın yapacağı iş, ancak sağlam bir odunun yapacağı işten öteye gidemez.”

Koca Seyid Onbaşı’nın, koskoca bir tarihin seyrini değiştirecek o meşhur, o inanılmaz başarısı neticesinde, madalyası takılıp bir isteği olup olmadığı sorulduğunda, verilen ekmeğin yetmediğini söyleyecek kadar mütevazi ve artırılan öğünü boğazından geçiremeyip yine arkadaşlarıyla paylaşacak kadar yüce ruh zenginliğine sahip, alçakgönüllülüğü oranında kelimelerin aciz kalacağı bir yüksek ahlak ve ruh karşısında ezilip, yerin dibine girmemek mümkün mü?

Duygu seline kapıldığımız bu destanı anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Aziz Ruhları şad, makamları âlî olsun.

Dünyanın en seçkin, en stratejik, en güzel veya güzelliğe müsait coğrafyasında, yanaşma veya hain sıfatıyla yaşamak istemeyenlerin, bu coğrafyayı vatan ve vatanı da yâr bilip, “yâri güzel olanın gözüne uyku girmez” hissiyatıyla korumaya ahdedenlere, Çanakkale’de abideleşen o güzel ruhu ve kanı taşıyanlara, selâmların en güzeliyle SELÂM olsun.

Metin Bozdemir

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


    HIZLI YORUM YAP