BEN HALKIMIN KAVGASIYIM

BEN HALKIMIN KAVGASIYIM

ABONE OL
10 Mayıs 2024 22:07
BEN HALKIMIN KAVGASIYIM
3

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsanın bir kavgası olmalı yaşadım diyebilmek için.

Bu kavga bildiğiniz kavgalardan değil. Düşleri, idealleri, itirazları, düşünüp tahlil edip “dur” demek, istedikleri şeyler adına bir kavgası olmalı insanın.

İnsanın kavgası olmalı içinde

Kor ateş gibi yanan

Soğuk yalnızlıkları ısıtan

Korkunun ve endişenin duvarlarını, siperlerini

Yakıp yıkan

Kavgası olmalı insanın

Kendisi adına değil, halkı adına

Onurlu bir savaşı olmalı insanın…

İşte bu kavganın yeşil parkalı Deniz’i adına selamlıyorum sizleri.

Çok farklı bir kültür ve çok farklı bir fikri yapı ile başladığım yaşam beni çok farklı yerlere getirdi. Belki de benim şartlarımda doğan ve benim içinde bulunduğum ortamda dünyaya gelen bir insanın yaşamında bir devrimdi şu an ki hayata bakışım.

İşte bu pencereden bakarak birbirine öteki sayılmış ya da sayılsın diye özel çabalar sarf edilmiş, bölünmüş, dövüştürülmüş, sömürülmüş, yakılmış emeği çalınmış halkım adına bu kavganın en büyük neferlerinden biri olan Deniz’i bir de ben anlatayım istedim.

Her toplumunun Denizleri olmalı, denizlerin dalgaları gibi deli yürekli yiğitleri olmalı. Olmalı ki o yiğitler, o toplumu karanlıktan aydınlığa taşısın ve halkının hakkını çalıp onu karanlığa mahkum etmeyenlerin kurudukları mahkemeler de çıkıp yiğitçe haykırsın.

“İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur.

İddianame kelle istemek için hazırlanmıştır

Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır

Değerlendirmeler keza isabetsizdir

Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden

Esasen Türk halkına armağan etmiş bulunmaktayız

Ve Türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız

Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz

Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen

Türkiye’nin bağımsızlığını temin edemedik

Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık”

Şu yeşil parkalı çocuğun özlem duyduğu şeye hangimiz özlem duymuyoruz söyleyin bana. Yirmi dört yaşında bunu haykıran kaç genç yetiştirdik onlardan sonra, bunu çok ciddi bir biçimde düşünelim.

Kim neye inanır dili, fikri, aidiyeti ne olursa olsun, ülkesi, halkı adına savaşan her yiğide sahip çıkmak zorundadır. Denizler, Yusuflar kolay yetişmiyor. Günümüzde herkesin anti emperyalist, anti Amerikancı olduğu bir dönemde dikkat çekmek istediğim şey bu yürekler neden ve niçin asıldı.

Şimdi biri kalkıp bana desin ki, bunlar, bu güzel savaşlarında ölümü hak ettiler.

Ölüm yakışmıyor Deniz ve Deniz gibilere.

Ben olayın siyasi sürecinden ziyade bilinç ve duygu kısmını ele almaya çalışacağım.

Kim neye inanırsa inansın, bu zulümlere itiraz eden ve bu gençlerin önüne siper olunması gerektiği gerçeği üzerine kurdum yazımın temelini.

Kaç Deniz’in varsa o kadar aydınlık, o kadar huzurlu ve hakkettiği gibi yaşayan bir toplum olursun. Sen gibi düşünmese de halkı adına savaşan bir şiiri, Deniz’in şiirini ezbere bilmek zorundasın arkadaşım. “İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın hukukuna karşı, reformlara karşıdır

Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü

20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır

Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan

Mahrum eden hepiniz dahil, sizlersiniz

Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik

Türkiye’nin bağımsızlığından başka hiç bir şey istemedik

Ve hayatımızı bu yola koyduk

Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik

Bunun aksini iddia edenler vatan hainidir”

Bütün yüreğimle katılıyorum, aksini iddia eden vatan hainidir.

Deniz ve Deniz gibileri, ki onlar gibileri sağ kesimde de çok fazla vardı. Onlar da zulüm çarkında heba oldu. Artık bu ülkenin neye inanır, hangi fikre mensup olursa olsun yetişmiş zeki, direnen, itiraz eden, baş kaldıran gençlerini bağrına basıp karanlıktan aydınlığa çıkma vakti gelmiştir.

Bugün ben Deniz’i yazıyorsam bu güneşin balçıkla sıvanmayacağı gerçeğinin hep geçerli olacağı anlamına geliyor. Bu ülkede adı Deniz olan kaç çocuğu var bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa vallahi daha çok olmalı.

Hanginiz Bolu beyini sevgiyle yad ediyorsunuz, sevdiğiniz biri varsa o da Köroğlu. Hızır paşa kime sempatik, Pir Sultan kime sempatik hele bir anlatın bana. Musa var bir de. Bir de Firavun. Deniz’lerin Firavunları hiç bitmedi bitmez.

Deniz’lere sarılıp, yollarına ışık olmak için çok geç kalmış olsak da zararın neresinden hikayesine uyum sağlayalım hiç değilse bugünden sonra.

“Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa

Bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz.”

Böyle haykırmıştı mahkeme salonunda. Nasıl da haklı çıktı ve nasıl da sevginin, türkünün, şiirin kahramanı oldu hepimiz şahidiz.

Taraflı, tarafsız herkesin Deniz’i o. Olmalı da.

“Deniz’lerin, Yusuf’ların, Hüseyin’lerin türküsüdür bu

Dalgalar, meydanlar ve dağlar söyler bu türküyü

Baldırandır yüreğimizdeki, ey yoldaş

Gölgesiz ve kefensiz gidenlerin türküsüdür bu

Ağıtsız, ağlamaksız, halaylı, türkülü uğurlarız gidenlerimizi

Şimdi, şimdi savurup bütün hüzünleri köhne bir zamana

Meydan okumak zahir aynalara

İlkbaharda kanayan bir yaprak misali

Savrulmak özgürlüğe esen rüzgârla

Bir şarkı, bir şiir, bir ıslık ve bir rüzgâr selamıyla gidenlerin

Deniz’lerin, Yusuf’ların, Hüseyin’lerin türküsüdür bu”

İlkbahar da kanayan bir yaprak o. O bu halkın bir özgürlük, tam bağımsız Türkiye hayalinin en canlı, hiç ölmeyen, ölmeyecek Deniz’idir.

Denizler yaşadıkça Nemrut’lar yenilecek, yenilecek zulüm ve bir ülke özlediği günlere kavuşacak.

Bugün Hatay’da enkaz var, yıkılmışlık var bir de yağmur var sevgili Deniz. Şimdi yazımı bitirip, parkanı sırtıma geçirip sokaklara çıkıp yürüyeceğim. Ve dilimde senin son cümlelerini Tam bağımsız bir Türkiye hayali için söylediklerini içimden tekrar edeceğim.

“Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim

Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine

Ve iş birlikçilerine karşı mücadele verdik

Bundan dolayı ölümden korkmuyoruz

Onu ancak iş birlikçiler düşünsün

Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün

Ve ben 24 yaşındayken

Kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten

Onur duyuyorum”

SEN DENİZLERİN DALGASI, SEN HALKININ KAVGASISIN DENİZ…

ÖLÜME GİDERKEN GÜLEN YÜZÜN DE BENİM ONURUM..

BİL İSTERİM…

DENİZLER ÖLMEZ, ÖLMEYECEK…

Musa GÖÇER

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Tercüman Gazetesi Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.