Bayat Hayat
Bahar Önen BÜKE kaleminden...
Yaşamın yorgun telaşı çekilirken akşamdan
Çayın deminde bir hüzün çöker arda kalanlardan
El ayak çekip avunamadığım avuntulardan
Hesaba çeker sabrımı sınayan acının simsarları,
Mutluluğun cibiliyetine bakmadan.
Aşkındır kimsesizliğim
Biraz hasret, biraz ölüm kokusu çalarken tenime
Üşütür yalnızlık içimi buz gibi
Ve çözlatır
Ve dahi sızlatır sonra
Bekleyen yorgun gözlerimi daldırıp derin düşlere
Savrulurum darmadağın kayıp saatlere
Kaybolduğum bir vakitte
Tükenen ruhumun kılcal damarlarında
İsmini sayıklayıp kilitledikçe seni aklıma
Benliğim yolunu arar yalpalaya yalpalaya
Gerçekler boğarken havai mavi hayallerimi
Kirpiklerimden vurulurum
Güne kavuşuncaya kadar tüm gece
Uyurgezer olur acılar basa basa sol yanıma
Çok görülür ömrümün mutluluğu yarınlarıma
Boğar beni içinden çıkamadığım düşünceler
İçimde birikmiş ukdelerin yığıntısı altında
Meğer ne çok tükenmişim her gün azala azala
Ve kaç an kaçırmışım, geçmiş zamana takıla takıla
İçimdeki çocuk umut uçurtmasının kanadını kırdıkça
Dirhem dirhem aldı ömrümden ne varsa
Bağlayıp ellerimi
Kesip nefesimi
Yol kesen eşkıya gibi
Yaşıt değil ruhum ile kimlik yaşım
İşte bu yüzdendir acımtırak gülüşlerim sonrası
Acı kahve gözlerime çöken buğulu bakışlarım
Her düşlerin sükût saatinde
Tüm bu dengesizliğin dengesini sağlayışım
Gırtlağımdaki o yutkunamadığım heveslerimin çarpanı
Benim ruhumun gerçek yaşı
Gece başlar bende içe dönüşler
Ve her içe dönüşüm
Derin bir "ah"la özüme iç çeker
Oysa taze sıkar bulutlar yağmuru her defasında
Güneş her gün taze sıcaklıkta
Benim yerim mi dar özümün yurdunda?
Taze umutlarımı tüketmiş ayrılığın bağrında
İnip derinlere almaya yeltendikçe
Âhuzâra kıyamda bendeki takat
Yalnıza bu hayat çok bayat
Bu bayatlığın fakru zarureti mecrasında
Çırpındıkça,
Kavuşmaya meyyal her hayal ve duaya sarıldıkça
Esirgeyip koruyorum sevdamı
Aşk ile tamamlamak için hayatı.