Sevgi YILDIRIM

Sevgi YILDIRIM

20 Kasım 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    HUY

    HUY
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Hikâye meşhur:
    Bir derede küçük bir kurbağa yaşarmış. Bu kurbağacık dünyalar iyisiymiş. Uçarak ya da yüzerek dereyi geçemeyen hayvanları, gücü yettiği nispette sırtına alır, karşıdan karşıya geçirirmiş. Bu çabasına karşılık hiçbir beklentisi de olmazmış. Yardıma ihtiyacı olanlara faydasının dokunduğunu görmek, mutluluk olarak ona yeter de artarmış. Kimseye ne “öf” dediği ne de yorulduğunu söylediği duyulurmuş.

    Hikâye bu ya, günlerden bir gün derenin kenarına bir akrep gelmiş. Bizim kurbağanın yanına sokulup, ondan kendisini derenin karşı kıyısına geçirmesini rica etmiş.

    Kurbağa ilk kez biraz duraksamış ve akrebe, “Akrep kardeş, seni sırtıma alıp dereden geçirmeyi elbette isterim fakat beni sokmandan korkarım.” demiş.

    Akrep kendinden emin bir tavırla kurbağaya şöyle söylemiş: “Kurbağa kardeş, ben yapılan iyiliğe kötülükle karşılık verecek değilim.”

    Kurbağa, akrebin sözüne güvenmiş ve onu sırtına alıp karşı kıyıya doğru yüzmeye başlamış. Fakat henüz derenin ortasına geldiklerinde, sırtında keskin bir acı hissetmiş. Akrep tarafından sokulduğunu anlayan kurbağa, vücuduna yayılan zehrin verdiği acıyla kıvranırken, “Söz vermiştin Akrep kardeş, hani beni sokmayacaktın? Bu yaptığınla eline ne geçti? Şimdi ben ölüyorum. Ben ölünce sen de suya batıp boğulacaksın.” demiş.

    Akrep, yaptığı hainliğin farkına varmış ve kurbağaya utanarak şu cevabı vermiş:
    “Ne yapayım Kurbağa kardeş? Ben akrebim, huyum bu.”