Murat VİLKEN

Murat VİLKEN

13 Kasım 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Sahte Diplomalarla Kurulan Yalan İmparatorluğu

    Sahte Diplomalarla Kurulan Yalan İmparatorluğu
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Sevgili okurlarım, çok önemli bir konuyu ele alacağım.

    Son günlerde kamuoyunu derinden sarsan 400 sahte diploma skandalı, yalnızca bir adli vaka değil; devletin temel değerlerine, kamu güvenliğine ve toplumsal adalete yönelik ciddi bir tehdittir.

    Bu olay, yıllarca emek verip sınavlara giren, atanmak için mücadele eden binlerce gencin hakkını gasp eden, kamu kaynaklarını haksız biçimde kullanan bir çete düzenini gözler önüne sermiştir. Sahte diplomayla kamu kurumlarına sızan kişiler, yıllarca maaş almış, yetki kullanmış, karar vermiş ve milletin vergileriyle finanse edilen görevlerde bulunmuştur. Bu durum, yalnızca bireysel çıkar peşinde koşanların değil, denetim mekanizmalarının da iflas ettiğini göstermektedir.

    Devletin dijital güvenlik sistemlerinin, e-imza altyapılarının ve kurumlar arası doğrulama süreçlerinin bu kadar kolay aşılabilmesi, kamu yönetiminde ciddi bir zafiyet olduğunu ortaya koymaktadır. Sahte belgelerle görev alanların yalnızca işten el çektirilmesi yetmez; bu kişilerin yıllar boyunca elde ettikleri tüm haksız kazançlar geri alınmalı, kamu zararları tazmin edilmeli ve bu kişileri koruyan, göz yuman herkes hukuk önünde hesap vermelidir.

    Bu olayda yalnızca sahte diplomalılar değil, sistemin açıklarını kullananlar ve denetim görevini ihmal edenler de sorumludur.

    Bu skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte halkın devlete ve kurumlara olan güveni ciddi biçimde sarsılmıştır. Liyakat ilkesinin yok sayıldığı, sınavla değil sahte belgelerle makam sahibi olunduğu bir düzende, gençlerin geleceğe dair umut beslemesi mümkün değildir. Bu durum, yalnızca bugünün değil, yarının da kaybı anlamına gelir. Gençlerin emeği, halkın vergisi, devletin itibarı bir avuç sahtekârın elinde oyuncak olamaz.

    Bu nedenle yapılması gereken bellidir: Sahte diplomayla görev yapan herkes derhal görevden alınmalı, hak etmedikleri tüm kazançlar geri tahsil edilmeli, bu kişilerin kamuya verdiği zararlar hesaplanarak tazmin edilmeli ve bu olayın tekrar yaşanmaması için dijital güvenlik sistemleri, diploma doğrulama süreçleri ve kurumlar arası denetim mekanizmaları yeniden yapılandırılmalıdır.

    Ayrıca bu olayın siyasi boyutu da göz ardı edilmemeli; bu kişileri koruyan, önergeyi reddeden, soruşturmayı engellemeye çalışan herkes kamu vicdanı önünde sorumludur.

    Devletin itibarı, halkın güveni ve gençlerin umudu için bu olayın üstü örtülmemeli; aksine en sert biçimde üzerine gidilmeli, hukuk tüm gücüyle işletilmelidir. Aksi takdirde bu skandal, yalnızca bir başlangıç olur ve toplumun devlete olan inancı telafisi mümkün olmayan biçimde yıkılır.