Murat VİLKEN

Murat VİLKEN

13 Kasım 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    Disiplin Affı Gecikmemeli

    Disiplin Affı Gecikmemeli
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Sevgili okurlarım,
    Bu köşe yazımda kamu görevlilerinin disiplin affı ile ilgili konuyu ele alacağız ve çözüm önerileri sunacağız.

    2023 yılında gerçekleştirilen 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Işıkhan’ın “disiplin affına olumlu bakıyoruz” yönündeki sözleri kamu çalışanlarında umut dalgası yaratmıştı. Üstelik bu mesaj yalnızca toplantı odalarının arasında kalmadı; Sayın Bakan bir televizyon programında da, yetkili konfederasyonla birlikte belirli kriterlere bağlı olarak bir disiplin affı çalışması yapılacağını açıkça ifade etti. Fakat aradan geçen onca zamana rağmen henüz somut bir adım atılmış değil.

    Disiplin affı, yalnızca bireysel hataların ya da geçmişte yaşanmış küçük aksaklıkların temizlenmesi meselesi değildir. Bu konu, kamu yönetiminin insani bir bakış açısıyla yeniden şekillenmesi anlamına gelir. Hatalardan arınma ve tekrar sisteme katılma hakkı, hem çalışan motivasyonunu artırır hem de kurumsal aidiyeti güçlendirir.

    Unutulmamalıdır ki her disiplin cezası adaletsiz değildir; ancak her cezanın haklı gerekçelere dayandığı da söylenemez. Yerinden yönetimle değil, merkezi otoriteyle verilen bazı kararlar zaman içinde objektiflikten uzaklaşabilir. Bu yüzden disiplin affı sadece bir “af” değil, aynı zamanda kamu vicdanını rahatlatacak bir “yeniden değerlendirme süreci” olmalıdır.

    Binlerce kamu çalışanı, geçmişte işlenmiş ve çoğu zaman görev motivasyonunu kıran, adil olmayan ya da orantısız cezaların etkisinden kurtulmak istiyor. Bazıları için bu sadece bir özlük dosyasının temizlenmesi değil; yeniden eşit şartlarda yarışabilmenin, hak ettiği unvana yükselebilmenin, terfi alabilmenin ya da sadece mesleğine onuruyla devam edebilmenin imkânı demek.

    Bugün bu talep artık bireysel değil; örgütlü, kararlı ve kamusal bir beklentidir.

    Çözüm Önerileriyle İleriye Bakmak Gerekir

    1. Süreli ve Şartlı Af Mekanizması:
      Belirli bir tarih aralığında işlenen ve görevden uzaklaştırma ya da kademe durdurma gibi cezaları kapsayan bir af, şartlı olarak yeniden değerlendirilmelidir. Suçun niteliğine göre istisnalar elbette saklı tutulabilir; özellikle kamu güvenliği, cinsel taciz ya da ağır yolsuzluk gibi durumlar kapsam dışında bırakılmalıdır.
    2. Denetimli Takip Süreci:
      Af kapsamına giren kamu çalışanlarına, yeniden eğitim ve rehberlik programları uygulanarak hem kişisel gelişimleri desteklenmeli hem de kuruma olan bağlılıkları artırılmalıdır. Böylece affın suistimal edilmesinin de önüne geçilebilir.
    3. Sendikal Katılımın Güçlendirilmesi:
      Disiplin affı gibi kritik konuların istişare edilerek belirlenmesi adına yetkili sendikaların daha fazla söz ve sorumluluk sahibi olmaları teşvik edilmelidir. Katılımcı karar alma süreçleri, toplumun her kesiminde adalet duygusunu pekiştirir.
    4. Afla Birlikte Kurumsal İyileştirme:
      Affın yanında kurum içi denetim ve etik mekanizmaları da gözden geçirilmeli, personel ilişkilerini yöneten idari kadroların yetkinlikleri ve karar şeffaflıkları artırılmalıdır.

    Disiplin affı bir lütuf değil; devletin çalışanına duyduğu saygının, insani değerlerin ve fırsat eşitliğine duyulan inancın bir gereğidir. Kamu çalışanları artık haklı olarak “Söz verildi, sıra gereğini yapmaya geldi.” diyor.

    Bu çağrı bir isyan değil; aksine sorumlu, bilinçli ve geleceği birlikte inşa etme kararlılığını içeren bir davettir. Kamu yönetimi bu çağrıyı duymalı ve karşılık vermelidir. Çünkü adalet, geciktiği yerde sarsılır; ama zamanında tecelli ettiğinde, kurumu da toplumu da büyütür.