Murat VİLKEN

Murat VİLKEN

13 Kasım 2025 Perşembe

    DİĞER YAZARLARIMIZ

    2026’da Emlak Vergisi Tavan!

    2026’da Emlak Vergisi Tavan!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    2026 yılı için açıklanan yeni emlak vergisi değerleri, sadece rakamları değil, dengeleri de değiştiriyor. Bakanlığın yayınladığı metrekare maliyet bedelleri, bazı bölgelerde %300’ü, hatta %1000’i aşan artışlarla dikkat çekiyor. Bu artış, kağıt üzerinde bir güncelleme gibi görünse de, sahada karşılığı çok daha sert: Ev sahibi için yeni bir yük, kiracı için yeni bir belirsizlik, piyasa için yeni bir dalgalanma.

    Vergi artışı, doğrudan mülk sahiplerini etkiliyor. Ancak zincirleme etkisiyle bu yük, kısa sürede kiralara ve satış fiyatlarına yansıyor. Çünkü hiçbir ev sahibi, maliyetini kendi cebinden karşılamak istemez. Bu da demek oluyor ki, 2026’da sadece vergiler değil, barınma maliyeti de artacak.

    Peki, bu artışlar neye göre yapılıyor? Takdir komisyonları, bölgesel değerlemelerle metrekare maliyetlerini belirliyor. Ancak bu değerler, çoğu zaman sahadaki gerçeklerle örtüşmüyor. Bir mahalledeki arsa değeriyle, hemen yan sokaktaki yaşam koşulları arasında uçurum varken, aynı vergi yüküyle karşılaşmak adil mi?

    Ev sahipleri için bu durum, “yatırım” değil “yük” haline geliyor. Özellikle sabit gelirli, emekli ya da tek mülk sahibi vatandaşlar için bu artışlar, ciddi bir ekonomik baskı yaratıyor. Kiracılar ise dolaylı ama kaçınılmaz bir şekilde etkileniyor. Çünkü artan vergiler, artan kiralar demek. Artan kiralar ise, barınma krizinin daha da derinleşmesi demek.

    Bu noktada sorulması gereken soru şu: Vergi adaleti, sadece devletin gelirini artırmak mı, yoksa vatandaşın yaşamını korumak mı? Eğer amaç sadece tahsilat ise, bu sistem sürdürülebilir değil. Amaç sosyal denge ise, yerel gerçeklikler dikkate alınmalı.

    2026’ya girerken, ev sahipleri yeni bir hesap yapıyor: “Bu evi satmalı mıyım, kiraya vermeli miyim, yoksa devlete mi çalışıyorum?” Ve bu sorunun cevabı, sadece bireysel değil, toplumsal bir yansıma taşıyor.