
06 Aralık 2025 Cumartesi

Tercüman Gazetesi

EVLİLİKTE YALAN: GERÇEĞİ DEĞİL, İLETİŞİMİ KAYBETMENİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

ZÜLFÜ YARE DOKUNMAK: YİTİRDİKLERİMİZ

"Halka Aşkla Hizmetin Adı: Arapgir Modeli" Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Röportaj

KUŞLAR YAĞMURDA DA UÇAR

DURUŞ

İNSANLARA RAĞMEN, İNSANLIK İÇİN

YENİDEN MİLLİ MÜCADELE (ÇAĞRI)

Neden İznik?…

BİR DAMLA KAN, BİN BİR ENDİŞE

Bilgi ve Adalet

KADINIM HAKLARIM VAR

AYNADAKİ LEKE

KAN BAĞIŞI: BİR YAŞAMIN KIRILMA NOKTASINDAKİ KÜÇÜK BİR MUCİZEDİR

SALEBE’NİN HİKÂYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne Bu Dünyada Ne De Öteki Dünyada

FATİH'İN VE ATATÜRK'ÜN İZİN VERMEDİĞİ PAPA'YA NEDEN İZİN VERİLİYOR?

VAZO ÖNÜNDE SATILAN ÜRÜNLER SAĞLIKLI MI?

BU DÖNER BAŞKA DÖNER… KİME DÖNER?

ÜÇ SIFIRIN ADALETİ, BİR İNSANIN VİCDANI: Prof. Dr. Ayten Erdoğan Meselesi

YOK DEVE

Milletin Vekili Olmak Cesaret İster

ADIM ADIM İLERLİYOR KÖTÜLÜK

ENGELSİZ ÖZGÜRLER

DİNDARLIK VE AYDINLIK

EĞİTİMDE SOSYAL ADALET

HAK ARAMAK HAKKIMIZ MI?

İNSANLARIN EN İYİ İLACI

GÖNÜLLERİN ANAHTARI; EMPATİ

EVLAD-I FATİHAN ve SELANİKLİ MUSTAFA

Ticareti “Franchise’laştıran AKP

27 Şubat 2025’te İmralı’dan gelen çağrıya, Mayıs ayında PKK’nın “silah bıraktık, örgütü feshettik” açıklaması, şimdi de Türkiye’deki militanlarını yurt dışına çıkarma talimatı vermesi, PKK’nın 40 küsur yıllık tarihini unutanlar için heyecanla karşılandı ve büyük laflar edilerek kamuoyuna sunuldu.
PKK’nın geçmişinde bu çeşit açıklamalar hepimizin hafızalarında canlılığını koruyor. Hemen bir hatırlatma yapalım:
1- Rahmetli Özal zamanında (1993), PKK’nın ateşkes ve silah bırakma sözüne rağmen sonraki yıllarda binlerce şehit verildi.
2- Çözüm sürecinde (2009-2013) yaşananlar ortada. On binlerce insanın katili PKK, çözüm sürecinde yaşanan “Hendek Olayları”nda da ağırlıklı istihbarat örgütü mensubu 900 civarında vatan evladını şehit etmişti.
Başta ABD ve İsrail olmak üzere Batılı ülkelerin aparatı olan kanlı terör örgütünün bu kısa tarihi sürecinde yaşananlar bütün çıplaklığı ile ortada iken, bugün bebek katili Öcalan’ın çağrısının üzerine, “Terörsüz Türkiye” sloganı ile yola çıkanlar, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) ve bu bağlamda PKK’nın üstlendiği rolün farkında değiller mi acaba?
Geldiğimiz noktada, PKK’nın Mayıs ayı içinde kendini fesih kararı alması ve sembolik olarak silahlarını yakması birilerini heyecanlandırmış görünüyor…
“Terörsüz Türkiye” sözü, dışarıdan bakanlar için oldukça janjanlı ve de cafcaflı. Ancak bu sözün sahadaki karşılığı, fiiliyattaki durumu nedir? sorusunun cevabı endişe vericidir.
Örgüt, Mayıs ayı içinde sözde kendini feshettiğini açıklamış ve sembolik olarak silahlarını da yakmıştı. Ancak örgütün, Ekim ayı içinde militanlarını Türkiye dışına çıkarma kararı, örgütsel yapısının hâlâ ayakta ve kadroların Kandil ile temas hâlinde olduğunu gösteriyor. Bu tablo, bitmiş bir örgütten değil, biçim değiştiren bir yapıdan söz edilmesini gerektiriyor.
Bu bağlamda PKK için bu “fesih” bir kapanış değil; uluslararası meşruiyet kazanma ve zaman kazanma hamlesi olabilir. “Silah bıraktık” mesajı, Batı nezdinde bir yumuşama sinyali taşırken, sahada militanların yedekte tutulduğu, yeni yapılanmaların hazırlandığı izlenimi veriyor.
Irak ve Suriye hattındaki bağlantılar da bu tabloyu güçlendiriyor. PKK’nın fesih değil, yeni bir forma geçtiğini gösteriyor. ABD ve bazı Batılı aktörlerle geçmişteki ilişkiler düşünüldüğünde, bu “fesih”, bir stratejik bekleme süreci gibi duruyor.
Silahlar sustu belki, ama örgütsel hafıza susmadı. PKK hâlâ ideolojik damarını koruyor, kadrolar Kandil ile hâlâ temas hâlinde. Yani, resmî olarak kapanan yapı fiilen kendini dönüştürüyor.
Türkiye açısından asıl risk, bu süreci “son” sanmak.
Oysa bu, bir başlangıç evresi… Örgüt, yeni koşullarda, Irak ve bölgede KCK; Suriye’de ise ABD’nin desteklediği ve ana omurgasını PKK’nın oluşturduğu SDG/PYD/YPG vb. yeni isimlerle, yeni zeminlerde var olmanın yollarını arıyor.
Bu süreçte Türkiye’nin, PKK’yı bahane ederek BOP sürecinde Suriye’deki oluşuma müdahale etmemesi için ABD aklı ile önlem alınmaktadır.
Bu sebeple bugün sorulması gereken soru şudur:
Gerçekten bir “fesih” mi yaşandı, yoksa sessiz bir yeniden yapılanmanın perdesi mi açıldı?
Türkiye, güvenlik politikalarını gevşetmek yerine bu dönüşümün doğuracağı belirsizlikleri doğru okumalı.
Çünkü bazen “biten” bir şey değil, şekil değiştirip yeniden başlayan bir süreçtir asıl dikkat edilmesi gereken.
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere, 40 küsur yıldır bölgede emperyal güçlerin aparatı olan bölücü terör örgütü PKK, bu amacından vazgeçmediğini ortaya koymaktadır.