ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR
Suçlar çoğalıyor ve bizler maalesef her şey normalmiş gibi yaşıyoruz. Adeta üç maymunu oynar gibi: Görmedim, duymadım, bilmiyorum. Ne yazık ki görüyor, duyuyor ve susuyoruz. Bazen yolda, sokakta, çevremizde, bulunduğumuz herhangi bir ortamda ya da izlediğimiz sosyal medyada. Öylesine duyarsız, öylesine kayıtsız kalıyoruz ki kötülükler normalleşiyor ve çoğalıyor.
Evet, daha önce de yazdığım gibi, suçlar için yeterli caydırıcı cezalar yok. Hukuk sistemi bozuldu, adalet parayla satın alınabiliyor; fakat toplum olarak da inisiyatifimizi, duyarlılığımızı ve yanı sıra vicdan ve merhametimizi kaybettik sanırım.
Geldiğimiz şu noktada ülkemizde neler yaşanıyor da kimsenin bir tepkisi yok? Üstelik kamuoyu da suspus. Bir tarafta vahşice katledilen çocuklar, bir tarafta sapıklar tarafından öldürülen kadınlar, bir tarafta acımasızca katledilen sokak hayvanları, bir tarafta ateşe verilen ormanlar ve hukuksuzluğun toplumda açtığı yaralar... Bütün bu kötülükler karşısında duyarsız kalıp susanlar; evladını kaybeden bir annenin feryadından hepimiz sorumluyuz. Küçücük bir yavrunun kılına gelen zarardan sorumluyuz. Bizim kadar yaşama hakkı olan ama o hakkı elinden alınarak katledilen her candan hepimiz sorumluyuz toplum olarak. Onların hakkını müdafaa etmeliyiz, bir şeyler yapmalı, konuşmalı, bir şeyler yazmalı, mücadele etmeliyiz. Küçücük çocuklarımız, kızlarımız cinsel istismara maruz kalıp öldürülürken, sokak canlarımız katledilirken, vicdan sahibi bir İNSAN nasıl normal hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir?
Biraz geriye dönüp düşündüm de, 2009’da işlenen Münevver Karabulut cinayetinde insanlar öylesine kamuoyu baskısı oluşturmuştu ki katil ve çevresinin kaçacak yeri kalmamıştı. Şimdi ise sanki her şey normalmiş gibi yaşama devam. Tepki yok, baskı yok.
Bence toplumun bu derece duyarsız kalması da sorgulanmalı; çünkü suç ve suçluların çoğalmasına katkı sağlıyor. Kimse illa kendi başına gelmesini beklemesin yanlışı görebilmek için. Her can kendinde kıymetlidir ve İNSAN olan herkes insanlık görevini yaparak tüm kötülüklere karşı tepkisini göstermelidir. Belki kötülükleri yok etmeye gücümüz yetmez ama en azından karşısında durabiliriz.
Nurgül Aktürk