ASIL EYLÜL’DE İZMİR’DE BAŞKADIR AŞK

Sokakları parfüm kokar, kaldırımları şiir. Dağları türkü söyler, meydanları marş. Adı aşktır, bakışı Mustafa Kemal. Saçları sarıdır, gözleri mavi. Anadolu’da yaşıyor ve ülkene âşıksan, İzmir demelisin sevgilinin adına. Hele bir de aylardan eylül ve takvim dokuzu gösteriyorsa, istesen de istemesen de doğum günün sayarsın bugünü.

Buluşma yeri için konum atmaya gerek duymazsın. Sevgilin yaklaştıkça içinin tik taklarına eşlik eder saat kulesi. Güvercinler senin şarkını söyler, bulutlar sevdiğine yazdığın son şiiri okur, gökyüzünden gülümseyerek.

Sevgilinin elini tutup Kordon’da yürümeye başlayınca, Kocatepe’den Afyon ovasına keskin keskin bakıp hemen şimdi deli bir tay gibi yelelerini savurarak düşmanı önüne katıp denize dökecek Paşa gibi hissedersin kendini.

Eskiler, güzel kadınlar için “gavurun kızı” derlerdi. Çok güzel anlamına gelen bu kullanım, kendi güzellerimize haksızlık olsa da, “Bu kadar güzel olmaz, olamamalı bir kadın” demek isteyen bir cümledir aslında. Birçok şeyi yanlış algıladığımız gibi bunu da yanlış algılıyoruz. Demem o ki, gavurun kızı kadar güzeldir İzmir…

Gözlerine baktıkça, ondan ilham alırdım
Bu aşk hiç bitmeyecek, ölümsüzdür sanırdım
Allah’ım neydi suçum, neden bizi ayırdın
Ben onunla mutluydum, olsa da gavur kızı…
(Mahmut Yumuşak)

Büyük gibi görünse de küçük ve şirindir İzmir. Her zevkin, her tadın yeri ve mekânı bellidir naif İzmir’de. Sevdiğin müziğin, sevdiğin yemeğin ve sevdiğin dostların mekânı bellidir ve hiç değişmez sevgilinin koynunda.

Güneş, sevgilinin bad-ı saba da salınan sarı saçları gibi dalgalandırır ışıklarını göklerinde İzmir’in. Birazdan denizkızı çıkıp karşına “Bana bir şiir oku” diyecek sanırsınız. Şıklık ve zarafet İzmir kadınından yayılmış gibidir dünyaya. Aşkın şehridir İzmir.

Attilâ İlhan’la gezersin sokaklarda, Didem Madak ile aşkı sorgular, Yılmaz Özdil ile köşe yazısı olursun İzmir’de. Hüsnü Arkan ile bir gün batımı, koşarak gelen sevgiline;

“Bugün dağların dumanı aralandı, hoş geldin
Ah ışıklar içinde kaldım, yandım efendim
Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgâr
Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar” dersin.

Selanik’te doğsa da İzmirli sayarsın Atatürk’ü. Çünkü o İzmir’e, İzmir de en çok ona yakışır. Kurtuluş muştusunun hiç sönmeyen meşalesidir İzmir. Ankara baba, İstanbul zoraki evlilik, İzmir kavuşamadığın, eskimeyen gizli sevgilidir.

Dağlarında açan hürriyet çiçekleri tüm yurda salar kokusunu. Derin derin çeker içine, selam edersin içindeki büyük aşka. Kırk kez gelecek olsan dünyaya, İzmir’de doğmak istersin yine. İzmir aşktır, aşk İzmir. Şiirine kafiye, şarkına nakarat, türküne mahlastır İzmir.

Aylardan eylül, takvimde rakam dokuz ise, doğumuna sayarsın günü aşkın.

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SEVDİĞİM

MUSA GÖÇER